6 Aralık 2013 Cuma

KÖR KIYILARDA



Beni kör kıyılarda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

AYRILIK GÜNÜ




Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce 
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı 
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm 
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı 

Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda 
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar 
Derinden ses verir içimde bir tel 
Sonra, birdenbire kırılır, kopar 

Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın 
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü 
Durmadan çalınır kulaklarımda 
Şarkıların en hüzünlüsü 

Seni alıp uzaklara giden otobüs 
Benim üzerimden geçer hışımla 
Devrilir, bakakalırım ardından 
Bir sel gibi akan gözyaşımda... 

Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız 
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni 
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin 
Böyle perişan beklerim dönmeni 

Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım 
Ellerimi koyacak bir yer bulamam 
Nereye gitsem, en koyusu acıların 
Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam 

İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem 
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa 
Orada bir mezar kazılır benim için 
Ayrılığın nerede başlarsa.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

SESSİZ GEMİ



SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü kalmışsa zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz kalkışta ne mendil, ne de bir kol

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok giden memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.


YAHYA KEMAL BEYATLI


BEN SANA MECBURUM


BEN SANA MECBURUM


Ben sana mecburum bilemezsin 
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
Ben sana mecburum bilemezsin 
İçimi seninle ısıtıyorum. 
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
Bu şehir o eski İstanbul mudur 
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
Sokak lambaları birden yanıyor 
Kaldırımlarda yağmur kokusu 
Ben sana mecburum sen yoksun. 

Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur 
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur 
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından 
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 

Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor 
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor 
Durup köşe başında deliksiz dinlesem 
Sana kullanılmamış bir gök getirsem 
Haftalar ellerimde ufalanıyor 
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem 
Ben sana mecburum sen yoksun. 

Belki haziranda mavi benekli çocuksun 
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin 
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Bu kurtlar sofrasında belki zor 
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden 
Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Sus deyip adınla başlıyorum 
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
Hayır başka türlü olmayacak 
Ben sana mecburum bilemezsin.


ATİLLA İLHAN

TREN SESİ



TREN SESİ


Garibim,
Ne bir güzel var avutacak gönlümü,
Bu şehirde,
Ne de bir tanık çehre;
Bir tren sesi duymaya göreyim,
İki gözüm
İki çeşme.


ORHAN VELİ KANIK

GÜN OLUR




GÜN OLUR

Gün olur alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim
Yelkovan kuşlarının peşi sıra

Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan

Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...

Gün olur, başıma kadar mavi,
Gün olur, başıma kadar güneş
Gün olur, deli gibi


ORHAN VELİ KANIK

10 Kasım 2011 Perşembe

ATAM SENİ ÖZLEDİK...

MUSTAFA KEMAL'İ
DÜŞÜNÜYORUM


Mustafa Kemal'i düşünüyorum; 
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri.
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyorlar cihanın görmediği
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal'i gibi

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere...

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir kasım sabahı
Yine bizimle beraber her yerde
Yaşıyor dört köşesinde vatanın,
Yaşıyor damar damar yüreklerde.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda;
Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.

Ümit Yaşar Oğuzcan